Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde yaşayan Fehmi Adsız, birlikte yaşadığı Kırgızistan uyruklu gelini 2 çocuk annesi Ayat Adsız’ı, bıçakla öldürüp vücudunu parçalara ayırmıştı.
Kayınpeder, korkunç cinayeti ise eşi Seher Adsız’a itiraf etmişti.
TESTEREYLE KATLETTİ
İhbarla olay yerine gelen polis ekipleri, Ayat Adsız’ın parçalara ayrılmış vücudunun bir kısmını banyodaki çöp kutusunda, bir kısmını evin önünde park halinde bulunan 01 BH 485 plakalı otomobilin bagajında çöp poşetleri içinde bulmuştu.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndaki incelemede Fehmi Adsız’ın, gelinini bıçaklayarak öldürdükten sonra vücudunu testereyle parçalara ayırdığı ortaya çıkmıştı. Adsız’ın gelininin iki kol ve iki bacağını testere ile kestikten sonra poşetler içinde bahçedeki otomobilin bagajına koyduğu, vücudunun diğer kısmını da evin banyosunda tuttuğu ve bu kısımları kesemeden, eşinin eve geldiği belirlenmişti.
“GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE TORUNLARIMI DÖVÜYORDU”
Dün, eşi, 2 torunu ve gelini ile gezmeye çıktığını belirten Fehmi Adsız, bir süre sonra eşinden torunlarını gezdirmesini istediğini, kendisinin de gelinin alarak eve döndüğünü ve öldürdüğünü itiraf etti.
Fehmi Adsız ifadesinde şu ifadelere yer verdi:
“Gelinim, sürekli gözlerimizin önünde torunlarımızı dövüyor ve onlara kötü davranıyordu. Defalarca dövmemesi konusunda uyardım ama ikazlarıma aldırmadı. Bize karşı da olumsuz davranıyor ve aileme dil uzatıyordu.
“DEFALARCA UYARDIM DİNLEMEDİ”
Son zamanlarda iyice haddini aşmış, bize karşı geliyor ve çocuklarını dövüyordu. Yapma dedim, defalarca uyardım ama dinlemedi. Bıçakladıktan sonra kendimi kaybetmişim.”
TUTUKLANDI
Fehmi Adsız, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Fehmi Adsız, çıkarıldığı Çerkezköy Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘Canavarca hisle adam öldürmek’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
“TORUNLARIMI KURTARMAK İSTEDİM”
Fehmi Adsız, mahkemedeki ifadesinde de şunları söyledi:
“Olay günü eşim ve torunumla oğlumu servise bırakmaya gittik. Ayat ve diğer torunum evde kaldı. Bir süre sonra geldik. Eşim ve torunum dışarıda kaldı. Ben ise eve çıktım. Ayat kapıyı açtı ve diğer torunumu uyutmak için odasına gitti. Ben de üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra torunumun ağladığını duydum. Odaya gittim ve ‘Sende hiç vicdan yok mu, neden ağlatıyorsun?’ dedim. O da ‘Benim çocuğum ne istersem yaparım’ diyerek bana bağırdı ve hakaretler etti. Ardından odadan çıktı ve banyoya girdi. Ben de artık bana yapılan hakaretlere dayanamadım ve torunlarımı da eziyetten kurtarmak için öldürmeye karar verdim.
“EŞİM GELMESEYDİ GÖTÜRÜP ATACAKTIM”
Mutfaktan aldığım ekmek bıçağıyla bıçakladım. Hareketsiz kalınca öldüğünü anladım. Önce polisi arayıp olayı anlatmak istedim. Ancak cesedi yok edersem kurtulabilirim diye düşündüm. Evdeki takım çantasından demir testereyi alarak iki ayağını diz kapağından ve kolunu kestim. Ardından banyoda çöp poşetine ardından da çöp kovasına koydum. Üzerimi değiştirdikten sonra da kesilen uzuvları çöp torbasıyla arabanın bagajına indirdim. Eve geldikten sonra vücudunun diğer parçalarını poşete koymaya çalıştım. Bu sırada eşim geldi ve olayı öğrendi. Karşı komşuya giderek yardım istedi ve gelen polis beni gözaltına aldı. Eşim gelmeseydi götürüp bir yere atacaktım. Çok pişmanım.”
ÇOCUKLAR KORUMA ALTINDA
Olayın ardından babaanne Seher Adsız ile 2 torunu koruma altına alındı. Seher Adsız Kadın Sığınma Evi’ne, çocuklar da Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alınarak yuvaya yerleştirildi.
3 GÜN ÖNCE YENİ YAŞINA GİRDİ
Öte yandan öldürülen Ayat Adsız’ın, 3 gün önce sosyal medya hesabından 30 yaşına girdiğini belirterek paylaşım yaptığı ortaya çıktı.
Adsız, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“İşte 30 yaşıma girdim, zaman ne kadar çabuk geçti. Hayatımın devamı gelecek gibi görünüyordu, çok fazla zamanım olacaktı. Özetlemeyeceğim, grupça. Nasıl olduysa öyle oldu. O zaman böyle yapmalısın. Birçok hata yapıldı, gereksiz kelimeler söylendi ama pişman olmayacağım, neden? Ne doğru, neyin yanlış olduğunu bilmiyoruz. O gün kendime soracağım, ‘Mutlu musun?’ Evet, mutluyum. Elbette yanımda annem, babam, erkek kardeşim yok ama onları her zaman hatırlıyorum. Nelerim var? Mutluluğum var, neşe oğullarım. Sevildiğim ve beklediğim ev. Seven koca. Bugün düşünmek istiyorum, 30’una karar vermek istiyorum, şimdi ne olacak? Yaşımızın sayılarla değil, ne kadar hissettiğimizle ölçüldüğünü söylüyorlar. Yaşımı seviyorum. Bu artık çılgın bir gençlik değil, yaşlılık da değil. Gencim, güzelim. Her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum. Çünkü 30 yaşında hala başlıyor. Yıllar içinde büyüdüm. Artık her şeye ya da neredeyse her şeye dayanabileceğimi hissediyorum. Güçlü ve yetişkin oldum. Karar vermeyi ve sorumluluk almayı öğrendim. Gerçi ben hala kalbimin derinliklerinde masallara inanan küçük, saf bir kızım. Onlara inanmayı çok istiyorum. Peki ya aşk, aşk? O var, yaşıyor ve yaşıyor ama başka birçok değer var. Sadece onu ilk sıradan çıkardım. Sırada ne var? Bilemiyorum. Güçlü, bilge, sadece daha iyi olduğuna inanacağımı biliyorum. O zaman 30 yaşın kutlu olsun!!!!”