Usta yönetmen Halit Refiğ’in kütüphanesi ve tüm senaryoları Millet Kütüphanesi’ne bağışlandı!.
Halit Refiğ’in eşi yazar Gülper Refiğ, Halit Refiğ kütüphanesini ve henüz sinemaya aktarılmamış tüm senaryolarını Ankara’daki Millet Kütüphanesi’ne bağışladığını söyledi.
Mavera Vakfı tarafından düzenlenen SineMavera programında “Halit Refiğ Sineması” konuşuldu.
Halit Refiğ’in eşi yazar Gülper Refiğ’in konuk olduğu etkinliği, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı yönetti.
Refiğ, vakfın sosyal medya hesaplarında canlı yayınlanan söyleşide, eşi Halit Refiğ kütüphanesini ve henüz sinemaya aktarılmamış tüm senaryolarını Ankara’daki Millet Kütüphanesi’ne bağışladığını söyledi.
“Buradaki dünya görüşü merkez olacak”
Bir araştırma merkezinin de kurulacağı haberini veren Refiğ, bu araştırma merkezinin Halit Refiğ’in hayali olduğunu ve eşinin vefatından sonra bunu bir vasiyet olarak aldığını dile getirdi.
Refiğ, merkeze neden ihtiyaç duyulduğuna dair bir rapor hazırladığını anlatarak, şunları kaydetti:
“Bu bir gelecek perspektifi. İnsanlık ve dünya için bir gelecek perspektifi. Bütün dünyanın büyük beyinleri gelecekler ama burası merkez olacak. Buranın düşüncesi, buranın fikriyatı, buranın insanlığı, buradaki dünya görüşü merkez olacak. Hiçbir din, dil, ırk ayrımı yapmadan. Geçenlerde Ayhan Bey (Tuğlu) sağ olsun geldiler, Millet Kütüphanesi’nden. Ben gittim gördüm orayı. Dünyada bu kadar muhteşem ve bu kadar muazzam, görkemli bir kütüphane yok. Hikmet evi. Ben de istiyordum ki böyle bir araştırma merkezi kurulursa ‘beyt-ül hikme’ olsun.”
Halit Refiğ’in kendi topraklarına ve değerlerine bağlı olduğunu belirten Gülper Refiğ, “3 yaşında okuma öğrenmiş. Ben sağlık sorunları olduğu geceler hariç hiçbir gece hatırlamıyorum ki uyumadan saatlerce kitap okumasın. Bunu niçin yapıyor? Bu bilgiyle ülkemiz için, ulusal sinemayı başlatması da bu yüzden.” dedi.
Gülper Refiğ, eşinin her daim hakikati savunduğuu ifade ederek, “Filmleri izlenmeyince, aydınlarla konuşamayınca o da ne yapsın, yazdı, yazdı, yazdı…” ifadesini kullandı.
“Yorgun Savaşçı, bizim insanımızın, buranın eşsiz maneviyatını gösteren tek tarihi filmdir”
Halit Refiğ’in filmlerinde Osmanlı’yı ve İslam’ı işlemesine o dönemde tepkiler gösterildiğini aktaran Refiğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Filmi yakılan, negatifi yakılan bir başka yönetmen yok. Bu dünyada ilk ve tektir. Genel Kurmayın fırınlarında negatifleri yakıldı. Sadece çok kötü bir dijital kopya aldılar. Fakat inanın bana bugün televizyonda o kötü kopya gösterilse, böyle bir şey Türkiye’de yapılmadı. Bir daha nasıl yapılır bilmiyorum. Çünkü orada ter, kan, yürek, her şey var. Büyük fedakarlıklarla, aşkla yapılan bir film. Neler yaptılar ‘kötü olsun’ diye. Ancak kötü olmadı. Belki de ‘Yorgun Savaşçı’, Türkiye’de yapılmış, bizim insanımızın, buranın bu eşsiz maneviyatını gösteren tek tarihi filmdir diyebilirim. Hatta eşim, ‘Gazilik Yorgun Savaşçı’ya yakışır, ben öyle pırıl pırıl olmasını istemezdim.’ demişti.
O tarihlerde televizyon yoktu ama basın ellerinde. Öyle olduğu için ilk filmi hariç hiçbir filmi için iyi bir şey söylenmemiş. Türk sinema tarihindeki tek yönetmen benim eşimdir. Kızmazdı. ‘Ne yapsın zavallıcıklar, beni methedip işlerinden mi olsunlar’ derdi.”
Refiğ, usta sinemacının hiç kimsenin iradesine boyun eğmeyen biri olduğunun altını çizerek, “Onu cezalandırdıklarını sandılar ama cezalandıramadılar. Kendi istediği 4-5 tane film yaptı, onlar bile yeter. Bazı insanlar vardır ki, bir eser bile yapsa o bile yeter. O eserle bile onun varlığını, büyüklüğünü anlayabilirsiniz. Onun için cezalandırmadılar aslında. Bugün bunları konuşabiliyoruz.” ifadelerini sözlerine ekledi.
Yaklaşık bir saat süren “Halit Refiğ Sineması” başlıklı söyleşinin tamamı, Mavera Vakfının YouTube kanalından izlenebilecek.
AA