“Asılsız iddialar ve argümanlar”
AA muhabirinin ulaştığı BM Genel Sekreterliğine gönderilen mektupta, Yunanistan’ın “asılsız iddialar ve argümanlarla” Libya hükümetinin meşruiyetini “baltalamaya” çalıştığına işaret edildi.
Mektupta, Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nin Yunanistan’ın iddialarının aksine uluslararası anlaşmalar yapma ve sonlandırma yetkisine sahip olduğu ve kanunlarının hükümete diğer devletlerle mutabakatlar yapma yetkisi verdiği ifade edildi.
Yunanistan’ın, Libya ve Türkiye’nin hidrokarbon alanında imzaladığı mutabakatın BM denetimindeki siyasi süreçle çeliştiği iddialarının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığı, aksine Libya’da siyasi çözüme götürecek yol haritasının, seçimlerle sonuçlanacak hazırlık sürecinde hükümete tam yetki verdiğine dikkat çekilen mektupta, bu süreç henüz tamamlanmadığı için hem içerde hem dışarda yetkinin hiç kuşkusuz Libya Ulusal birlik Hükümeti’nde olduğu vurgulandı.
“Egemen devletlerin birbirleriyle yaptığı anlaşmalara hiçbir ülke karışamaz”
Mektupta, Yunanistan’ın, Avrupa Birliği dahil birçok devletin Libya hükümeti ile enerji, altyapı ve ekonomi alanlarında yaptığı mutabakatları kasıtlı bir şekilde görmezden geldiğinin ve Yunanistan dahil hiçbir ülkenin egemen devletlerin birbirleriyle yaptığı anlaşmalara karışamayacağının altı çizildi.
Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım 2019’da imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik mutabakatın BM Sözleşmesi’nin 102. maddesine göre kayda geçirildiği ve uluslararası hukuka dayalı adil bir çözüme varıldığı kaydedilen mektupta, Yunanistan’ın söz konusu mutabakatın egemenlik haklarını ihlal ettiği iddialarının kabul edilemeyeceği belirtildi.
Mektupta ayrıca Türkiye ve Libya tarafından deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik mutabakatın ardından Yunanistan’ın söz konusu bölgede Mısır ile yaptığı benzer anlaşmanın “hükümsüz” olduğuna dikkat çekildi.
“Yunanistan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında eşitlik ilkesini göz ardı ediyor”
Yunanistan’ın bölgede deniz yetki alanlarında genişlemeci iddialarıyla Türkiye’nin ve Libya’nın egemenlik haklarını görmezden geldiği ve deniz hukuku ve uluslararası hukuku istediği gibi yorumladığı ifade edilen mektupta, “Yunanistan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında eşitlik ilkesini göz ardı ediyor ve konumları, büyüklükleri, yerleşimin olup olmadığı ve ekonomik hayatın sürdürülebilirliğine bakmaksızın deniz yetki alanlarının adalara, adacıklara ve kayalara verilmesini isteyerek hukuku ihlal eden bir takımada devleti gibi davranıyor.” denildi.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan hidrokarbon ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakatlarının ne uluslararası hukuku ne de Yunanistan’ın egemenlik haklarını ihlal ettiği belirtilen mektupta, Libya ve Türkiye’nin Akdeniz’de diyaloğu teşvik etme çabalarını Yunanistan’ın BM’de “itibarsızlaştırmaya” çalıştığına işaret edildi.
Türkiye ve Libya, Yunanistan’a “asılsız suçlamalar, düşmanca söylemler ve tansiyonu yükselten eylemlerine son vermesi ve iki komşu ülkenin egemen kararlarına saygı duyması” çağrısında bulundu.