Terör yandaşlarına basın kartı mı verilecek?. Danıştay’dan skandal karar..
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca hazırlanan Basın Kartı Yönetmeliği’nin bazı maddeleri için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildi. Öte yandan İletişim Başkan Fahrettin Altun, karara ilişkin, “Bir an düşünün. Herhangi bir Batı ülkesinde mütemadiyen DEAŞ propagandası yapan bir kişiye “basın kartı” verilir mi? “Ama ben gazeteciyim” diye yırtınsa sonuç alabilir mi? Hayır! Ama bize gelince, devletin PKK veya FETÖ propagandası yapanları “gazeteci” olarak tanıması isteniyor! Bu kirli zihniyeti reddediyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı yönetmelik Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından yargıya taşınmıştı. Danıştay 10. Daire, yönetmeliğin sadece bir maddesindeki bir ibarenin yürütmesini durdurmuştu. Ancak ÇGD’nin itirazı sonucu, dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı. Kurul, yönetmeliğin diğer maddeleri için de yürütmeyi durdurma kararı verdi.
ÇGD NEDEN DAVA AÇTI?
ÇGD’nin 10. Danıştay Dairesine açtığı iptal ve yürütmeyi durdurma davasında dikkat çeken maddeler var. Basın Kartı Yönetmeliğinde basın kartı verilecek kişilerde “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar ile devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından hüküm giymemiş olma şartının” iptalini istemişti.
ÇGD, 10. Danıştay Dairesine yaptığı iptal ve yürütmeyi durdurma talebinde, “halk arasında panik ve korku yaratma”, “suç işlemeye tahrik”, “suçu ve suçluyu övme”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ve “halkı kanunlara uymamaya tahrik” maddeleri çerçevesinde hüküm giymeme koşulunun da iptalini talep ederek, basın kartı verirken bu koşulun aranmamasını talep etmişti.
Yine, söz konusu dernek kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da şantaj, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, iftira, suç uydurma, müstehcenlik, fuhuş, hileli iflas, zimmet, irtikâp, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçları ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan hüküm giymemiş olma; Terörle Mücadele Kanununun 3. maddesinde sayılan terör suçları ile 4. maddesinde sayılan terör amacı ile işlenen suçlardan hüküm giymemiş olma gibi koşuların basın kartının iptal sebeplerini düzenleyen maddeden çıkarılmasını istemişti..
İDARİ DAVA DAİRLERİ KURULU (İİDK) NE KARAR VERDİ?
Dosya önüne geldiğinde, İİDK hukuki belirlilik ilkesine aykırılık gerekçesiyle basın kartı iptal nedenleri arasında yer alan “basın meslek onurunu zedeleyecek işler yapmak” ve “milli güvenlik ve kamu düzenine aykırı davranışlarda bulunmak” hallerine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Bununla birlikte, İDDK tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen maddelerin birçoğunun Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kurulmadan önce geçerli olan ve mülga Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü zamanında uygulanan Basın Kartı Yönetmeliklerinde de (2001 ve 2015 yıllarındaki yönetmeliklerde) var olduğuna dikkat çekiliyor.
DEAŞ PROPAGANDASI YAPANA BASIN KARTI VERİLİR Mİ?
İletişim Başkanı Fahrettin Altun da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda basın kartı yönetmeliğinin bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararını ele aldı.
Altun; “Bir an düşünün. Herhangi bir Batı ülkesinde mütemadiyen DEAŞ propagandası yapan bir kişiye “basın kartı” verilir mi? “Ama ben gazeteciyim” diye yırtınsa sonuç alabilir mi? Hayır! Ama bize gelince, devletin PKK veya FETÖ propagandası yapanları “gazeteci” olarak tanıması isteniyor! Buna itiraz ediyoruz. Bu kirli zihniyeti reddediyoruz. Terör örgütlerinin, onların hami ve işbirlikçilerinin oluşturmaya çalıştığı şiddet ortamına teslim olmuyoruz. Demokrasinin de, ifade ve basın özgürlüğünün de birinci düşmanı terör örgütleridir. Haklı mücadelemiz sürecek…” ifadelerini kullandı.