Durun Beyler; “Tetikler” demedi, “Tepikler” dedi!.
Cumhuriyetin ilanından sonra Türk siyaset tarihinde çok çok manivelacı isimler gördüm ama bunun gibisini kendi dönemime denk gelen siyasetçiler içinde de görmedim, siyasi tarihimizde de okumadım Vallahi!.
Daha geçtiğimiz yılın başında CHP İstanbul adayı olarak ismini açıklayana kadar Beylikdüzü’ndeki “Beykonağı” skandalları ile Kamu arsalarına yaptığı villalarla milleti nitelikli dolandırması, bir yakını için karakol basıp Türk polisine CHP desteği ile ağıza alınmayacak kadar ağır küfürler etmesi, ortakları olan öz amcasının mal varlığını iç ederek intihar etmesine sebep olması ve sır gibi saklanan eşek sudan gelinceye kadar dayak yemesi gibi vukuatları ve Gezi’ci vandallarla sokaklarda illegal örgütlerin marşlarını söylediği haberlerden ötürü benim gibi birkaç meslektaşım haber niteliğinde bazı olaylarda ismini duymuştur sadece!. Kıçı kırık bir ilçe de belediye başkanlığı yaptığı için sadece o ilçe de yaşayan seçmenler dışında ismi cismi bilinmeyen birinin bugün sadece 1 yıl içerisinde Türkiye’nin Popstarı gibi her yerde konuşulması gerçekten büyük bir başarı bana göre!.
Çok güzel bir taktiği var!.
Kendi seçmenini o kadar iyi tanıyıp analiz etmiş ki, yalan da konuşsa, işkembeden de sallasa, adı skandallara da karışsa çok iyi biliyor ki CHP seçmeni kendisine verdiği desteği asla geri çekmeyecek kadar sadık ve Genel Müdürü gibi “Şeyh Uçmaz Müridleri Uçurur” misali her ne yaparsa yapsın o hep haksızlığa uğrayan haksızlıkla mücadele eden birisi olacak!.
Ve kendisine oy vermeyen AK Parti seçmeninin de zaaflarını çok iyi yakalamış!.
Öyle ki; kendisinden önceki hizmetlerin bir çoğunun açılışını gövde gösterisi yaparak yeniden açıp ağaç yapraklarına bile kendisini alkışlatsa da kimsenin gıkı çıkmıyor, patatese soğana hatta 25 kuruşluk poşet parasına bile 42 yılını siyasete vermiş bir lideri harcayacak kadar fütursuz bir seçmen kitlesinin gözünü 1 yıllık yalanlarla dolu geçmişi ile boyayabileceğini bile çözmüş!.
Bir ilin valisine “İt” dediği halde milyonlarca insanı gerizekalı yerine koyarak “Ben İt Demedim, Basit Dedim” savunması bile kaç kuruşluk karakteri olduğunu gözler önüne sermesine rağmen İBB koltuğuna elini kolunu sallayarak oturdu Vesselam!.
Daha göreve gelir gelmez “Patlıcan Musakka” şovuyla göz boyamasından, “İsraf” yalanıyla Yenikapı’da sergilediği 1.700 araçtan daha fazlasını aynı günlerde kiralamasından, kimseyi işinden ekmeğinden etmeyeceğine dair genel müdürü ile birlikte verdiği şeref namus sözünü unutup işinden ettiği binlerce insanın çağrısına kulak tıkamasına, seçim öncesi mitinglerinde indirim sözleri verip seçim sonrası ilk icraat olarak “Finansal Düzenleme” adı altında milleti aptal yerine koymasına kadar onlarca süslü yalanına şahit olduk ama 3 yanlış bir doğruyu götürür kuralını bile ters yüz edip her yalanı ve yanlışı ile koca bir kitleyi o bir yerlere götürüyor!.
Anlayacağınız “Suya Götürüp Susuz Getiriyor” birilerini!.
Türkiye’deki seçmenlerin kimin doğru kimin yanlış konuştuğunu önemsemediğini, adı en çok anılanın en iyi pirimi yaptığını, hizmet etmekten çok ağzı laf yapanın daha çok itibar gördüğünü iyi analiz etmiş ve tutturduğu bu yolda dikkatli bir şekilde ilerliyor!.
Cumhurbaşkanından bakanlara, parti yöneticilerinden siyasi kurmaylara kadar herkesi bir şekilde gaza getirmesini çok iyi biliyor mesela!. İsmi ile muhattap alınacağı konularda karşısındaki kişiye önce önce mütevazi bir dil ile yaklaşıyor ve sonra konu her ne olursa olsun küçük bir polemik başlatarak kendisini mağdur duruma düşürdükten sonra o kişiyi halkın hedef tahtasına oturtarak hem kendisini haklı çıkarıyor hem de karşısındakini geçimsiz biri olarak lanse ettirip alacağını alıyor!.
Buyrun ortaya attığı son polemiğe ve o polemiğe katılan tecrübeli isimlere bakın!.
Kararı yıllar önce alınmış Kanal İstanbul Projesi!.
Başkan Erdoğan’ın “Çılgın Proje” diyerek yıllar önce tanıttığı ve Gezi Vandallarının memleketi ateşe verme pahasına yaptığı itirazlarına rağmen günümüze tüm çalışmaları eksiksiz bir biçimde yapılarak getirildi ama bizim kırk ayak başkan Avrupa’da iki tur atıp efendilerinden gerekli talimatları aldıktan sonra gelir gelmez ortaya Kanal İstanbul Pojesini attı!.
Bir kaç çakma prof ve Herbokologtan oluşan bilirkişi heyetinin hazırladığı düzmece raporlarla ile önce kameralar önünde şovunu yapıp dikkatleri üzerine çekti, ardından bunu bir memleket meselesi haline getirerek taa Ankara’daki gerizekalıları bile Bakanlık binası önünde kuyruğa dizip imza kampanyası ile köpürttü!.
Kürsüye çıkan veya kamera gören her siyasetçiyi kazdığı polemik çukuruna çekerek bu aklıevveller sayesinde konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemine kadar taşımayı bile başardı ve artık anketlerde Recep Tayyip Erdoğan ile yarışan bir siyasetçi etiketi çıkardı ortaya!.
Derdi Kanal İstanbul’un yapılıp yapılmaması falan değil tabii ki!.
Kanal İstanbul yapılmış yapılmamış, deprem olmuş olacakmış, su haritası bozulmuş bozulmamış, İstanbullular yıllar sonra bu kanal yüzünden mağdur olacakmış olmayacakmış herifin şeyinde bile değil!.
En iyi ihtimal, olası bir erken seçimde Cumhurbaşkanı Adayı olarak piyasaya kendisini sürmek!.
En kötü ihtimal, 2023 seçimlerine kadar böyle içi boş polemiklerle iyi bir etiket yaparak güçlü bir Cumhurbaşkanı adayı olarak halkın karşısına çıkabilmek!.
Zaten dünkü programda da kendisi Kanal İstanbul’un depremi tetiklediğini söylemediği ifade ederek yalanın kıçında yuva yaptığını ortaya koydu!.
Yarın çıkıp “Ben Kanal İstanbul Depremi Tetikler demedim, Tepikler dedim derse de kimse şaşırmasın!!!