Demokrasi dediğiniz zırva sandıktan ibaret mi, yoksa değil mi!. Karar verin artık!.
600 yıllık koca bir İmparatorluk olan Osmanlı’yı yıkıp bir gece de seçimsiz, şartsız, kuralsız, işinize geldiği gibi hazırlayıp zorla millete dayattığınız Cumhuriyeti kuran sizdiniz ama kurmadan önce kimseyi adam yerine koyup fikrini zikrini sormaya tenezzül bile etmediniz!. İngilizin şapkasını, İsviçrelinin kanununu, Fransızın medeniyet yularını dikta ile dayadınız ve gıkını çıkaranı da yine kendi kafanıza göre kurduğunuz İstiklal Mahkemeleri’inde çamaşır asar gibi astınız!. Ama size sorarsak kölelik gitti Demokrasi geldi!.
Milletin oylarıyla seçilip dikta yönetimizinizi başınıza çalan ve bu ülkeye 27 yılda yapamadığınızın 10 katını yapan Adnan Menderes’i bu ülkenin askeriyle tacından tahtından edip boynuna yağlı ilmeği geçiren de sizdiniz ama asarken sandık Demokrasiden değil postallarını yaladığınız darbecilerin kararlarından ibaretti!.
12 Mart Muhtırasını asker eliyle milletin seçtiği siyasetçilere tankların ve namluların gölgesinde imzalatıp seçilmişleri sürgüne yollarken Demokrasiye destek olmak yerine darbecilere yalakalık yapmak için maskeli balolarda karılarınızı kudretli paşaların kollarında dans ederken izlerken gavatlığınızı sırıtan yüzlerinizin altına gizliyordunuz!. o zaman Demokrasi sandıktan ibaret olmuyor muydu!.
12 Eylül darbesi ile binlerce insanın iradesine ipotek koyan Kenan Evren kaşlarını çatmasın diye çizdiği yağlı boya tablolarına servetinizin yarısını bağışlarken, “Bir Sağdan Bir Soldan” gencecik fidanlar yaşları büyütülüp dar ağaçlarında sallandırılırken sandıktan ibaret olan Demokrasiyi daha keşfedememiş miydiniz yoksa!.
Merhum Necmettin Erbakan’ın masasına rakı bardağını koyup zorla imza attıran, Meral Akşener’i demir kazığa oturtmakla tehdit eden, Tansu Çiller’i topuklarından vurma mesajları yollayan asker kılıklı eşkıyalara şirin görünmek için kırk takla attığınız zamanlarda Demokrasi anlayışınız daha yeşermemiş miydi!.
Müfredatta olan bir şiiri okuduğu için İstanbul’un Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan koltuğundan kaldırılıp Pınarhisar Cezaevi’ne gönderildiği zaman bu memlekette Demokrasi yok muydu!.
Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmemek için askerin düzenlediği basın toplantılarında paşaları kışkırtmak için kullandığınız o tahrik dolu sözleri söylediğinizde Demokrasi kahpeliğinize maske olarak mı kullanıyordunuz!.
Gezi İhaneti zamanında hükümeti sivil darbe ile devirmek için “Demokrasi Sandıktan İbaret” değildi hani!. Bu sloganı atan sizdiniz!. Ne oldu da şimdi Demokrasiyi sandığa bir mühür olarak yaftalamaya çalışıyorsunuz!.
Geçmişinizde bu kadar kahpe vesikalarınız olacak ve düne kadar darbecilerin kıçını öpüp demokrasi düşmanlarını alkışlarla selamlarla karşılayacaksınız ama bugün de çıkıp “Demokrasi Sandıktan İbaret” sözleriyle caka satacaksınız öyle mi!.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de daha vatandaşına sahip çıkamayıp Bodrum’da köpekliğini yaptığı efendilerinden talimat almak için İstanbul’a icazetsiz gelemeyen itiniz kalkıp “Herkes Haddini Bilecek” niye efelik taslayacak üstelik!.
Şunu unutmayın ki!.
Eğer Demokrasi sandıktan ibaret değilse, zındıktan da ibaret olmaz artık!.
Milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın!.