Ülkemizdeki Emperyalist ve Lejyonerler artıklarıyla imtihanımız!.
Öyle bir duruma geldik ki; kimin davulu kimin boynunda, tokmak kimin elinde, tokmağın sapı kimin neresinde belli değil!.
Amerikan emperyalizminin en azılı vampirlerinden birisi olan Rupert Murdoch’ın Türkiye’de sömürgeciliği meşrulaştırmak için kurduğu bir kanalın soytarısı çıkıp kimliğini taşıdığı ülkeyi sömürgecilikle suçluyor ve onun TV karşısındaki maskotluğunu izleyen milyonlarca insanın içinden birisi de çıkıp, “Ulan Sen Kimin Köpeği Oluyorsun da Maaş Aldığın Efendilerinin Dünyayı Nasıl Sömürdüğü Kabak Gibi Ortadayken Benim Ülkeme Sömürgeci Diyebiliyorsun Şerefsiz Puşt” diyemiyor!.
Ama sorarsanız; bu itin sözlerine alkış tutanların hepsi “Mustafa Kemal Atatürk” denildiği zaman mangalda kül bırakmayan Kemalistler!.
Başka bir haddini bilmez it çıkıp, “Türk Askerini Lejyoner Olarak Libya’ya Göndereceksiz” diyerek milletin meclisinden Türk Askeri’ni üç kuruş karşılığında masum insanların kanını döken paralı köpeklere benzetiyor, ceylan derisi koltuklarda oturup milletin vergisiyle sefa süren vekiller kendi ordusuna yöenltilen bu alçakça itham karşısında susmayı tercih ederken içlerinden birkaç cılız ses “Tüyk Aşkerine Leşyoner Diyemeşşin” diyerek o hadsiz itle ayaküstü kısa bir tartışma yapmakla yetiniyor!.
Bütün Avrupa ülkeleri, Amerika, İsrail, Rusya dişlerini bileyip Orta Doğu’daki yeraltı kaynaklarını sömürdükten sonra Akdeniz’deki milyarlarca metreküp petrole çöreklenme hesabı yaparken kimseden çıt yok ama Türkiye hem ulusal güvenlik çerçevesinde hem de ekonomik çıkarları doğrultusunda tabii olarak kendi haklarına sahip çıkınca Emperyalist Sömürgeci veya Lejyoner ilan ediliyor!. Üstelik bu ağır ithamlarda bulunan karşımızdaki kuduz köpek zihniyetli ülkeler değil, bizzat bizim ülkemize mensup neidüğü belli olmayan soysuzlar!.
Sadece dönüp yüzyıl geriye baktığımızda, bugün Ortadoğu’yu istila etmiş olan ve Akdeniz’i istila etmeye kalkan ülkelerin hepsi Edirne’den Kars’a, Kuzeyden Güneye ülkemizi lejyonerlerle işgal etmeye kalkan emperyalistler değil miydi yoksa ben mi yanlış biliyorum!.
Sabah akşam buldukları her fırsatta “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz.. İleri..” sözünü kulaklarımıza zorla sokan dünün Atatürkçüleri, bugün Akdeniz’e ilerlediğimiz için niçin var güçleriyle yırtınıyorlar acaba!.
Trablusgarb savaşı ile övünen, Atatürk idaresindeki Osmanlı’nın İtalya Krallığı’nı yerle yeksan ettiğini ağızları sulana sulana anlatan bu gerizekalı güruhun bugün Libya’ya asker göndermemizdeki derdi ne ola ki şimdi böyle üzülüp düzülüyorlar!.
Hele başlarındaki ahmağın Doğu Akdeniz ile ilgili birer ay ara ile yaptığı iki açıklama var ki evlere şenlik!.
Daha günler öncesinde Amerika’nın, İsrail’in, Fransa’nın, İtalya’nın, Mısır’ın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de olmalarını içine sindiremediğini söyleyen ve Türkiye’nin neden o bölgede varlık gösteremediğinin hesabını soran gerzek, şimdi çıkmış “Senin Libya’da Ne İşin Var” diyerek aptalca bir hesap sorma gayretine giriyor!.
Kelli felli vekiller olarak, mürekkep yalayıp yutmuş şahane gazeteciler olarak siz neden Libya’da ne işimiz olduğunu bilmiyorsanız ya da bildiğiniz halde köpekliğini yaptığınız efendilerinizin telkinlerinden ötürü bilmiyormuş gibi yapıyorsanız ben söyleyeyim o zaman!.
Daha yüzyıl öncesinde egemen olduğumuz topraklarımızdaki kardeşlerimizin, soydaşlarımızın, dindaşlarımızın özlük hakları için oradayız!. Elin gavuru o toprakları sömürürken oluk oluk akacak kanı durdurmak için oradayız, insanlar evlerinden yurtlarından topraklarından ve hakları olan zenginliklerinden mahrum bırakılmasın diye oradayız!.