Şah Mat!.

Uzun süren sabırlı bekleyiş.
Diplomatik trafik.
İstihbarat.
Askeri hazırlık.
Teknolojik gelişme.
Silah sanaaideki üstün başarı.
Mühimmatlardaki düşük maliyet.
Yerli üretim.
Saha analizleri.
Askeri ve sivil destek.
Ve bunca adım strateji ve planlamadan sonra, tarih boyunca süren satrançta hamle sırası Sn.Erdoğan’da. Akıllı kararlı ve beklenmedik hamlelerle, barış pınarı adı verilen harekât etkili bir sekilde başladı. ABD’nin altı aydır tonlarca silah ve mühimmatle desteklediği PYD terör örgütü kısa zamanda ciddi silah ve insan kaybetti. Hız kesmeden operasyona devam eden TSK karşısında nefes dahi alamayan, PYD hızla erirken güç zafiyetine uğrayan ABD bu duruma resmi yollarla nasıl müdahale edebileceğinin yollarını aradı. Açıktan yaptığı yaptırım tehtidine hiç aldırış yapmayan Türkiye hızını artırarak terör yuvalarını ve mühimmat depolarını bir bir imha etmeye devam etti. Üstelik tek bir sivil vatandaşın burnu bile kanamadan. Operasyon beş yıllık planlamanın neticesi olarak tabiri caizse tereyağından kıl çeker gibi noktasal atışlarla tam bir terörist temizliği yapılıyordu. ABD’nin elinde hiç bir koz yok. Sivil vatandaş katliamları yok. Tarihi eser tahribatları yok. Yerleşim yeri bombalanma görüntüleri yok. Ceset yok. Sadece teröristlerin leşleri var. Her gün twitter üzerinden attığı mesajlarla yaptırım tehtitleri haricinde destek veremeyen ABD kendi elleriyle beslediği köbeklerin bir bir telef olmasına daha fazla dayanamadı.
Trump’un beş günlük zaman kazandırdığı PYD’ ye, bu sana son iyiliğim mesajıydı.
Tonlarca muhimmat ve binlerce silah desteği verdiği PYD, ABD’yi adeta sukütü hayâle uğrattı.
PYD’nin sahadan tamamen temizlenmesi onca yatırımın heba olması demekti. Bu yüzden ABD, Sn. Erdoğan’ın önlerine koyduğu her şartı dahada iyileştirerek kabul etti.
Fakat bizler tarihten de çok iyi biliyoruz ki verilen sözler asla tutulmadı. Geri dönüşü mümkün olmayan kararlara imza atmadan önce tedbiri elden bırakmadı. “Tamamen durdurma yok, beş günlük ara var. Ağır silahları da ardına bırakarak, istenilen düzeye çekilme olmazsa operasyona devam ederiz.” diyen bir Cumhurbaşkanı.
Dünya basınında Türkiye’nin adına bu bir zafedir diye manşetler atılıyor. Yerli ve yabancı “üzülen” izan bilmez gazete manşetlerine ve gazetecilere, sözde yazar ve aydınlara, ülkesinin menfaati zerre umurunda olmayan terörist hayranı politikacılara baktığımız da insanın arkasına yaslanıp ” vay be helâl olsun reisicumhur helal olsun başkomutan” diyerek derin bir nefes alası geliyor. Zira bu gerçekten huzur verici bir duygu.

Bize bu gurur verici duyguyu yaşatan Cumhurbaşkanımıza minnettarız.

Sahada ve masada güçlü bir duruş sergilediği için.

Milletinin “dik dur eğilme bu millet seninle” hitabını muhatap alıp inandığı için.

Yaptırım ve benzeri tehditlere karşı güçlü devletleri yaptırımlar yıkamaz “azdan az çoktan çok gider” diyerek halkına duyduğu sonsuz güveni dünyanın yüzüne tokat gibi vurduğu için.

İçimizdeki hainlere rağmen beş yıllık bir çalışmayı gizli yönetip, YPG’nin bomba yağmuruna tutulduğu ana kadar, kıravatlı teröristlere zerre bilgi koklatmayarak onları dumura uğrattığı için.

Size minnettarız Sn. Cumhurbaşkanım.

Şimdi gözler Rusya’da Salı günü Putin’le yapılacak olan görüşmeye çevrildi.
Rejim yanlısı Putin’nin bu duruma nasıl bir yaklaşım sergileyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Rusya bölgede önemli bir aktör.
Yakın geçmişte Rus hava kuvvetlerinin sivil yerleşim yerlerini nasıl acımasızca bombaladığına da şahit olduk.
Bu durumda Rusya’nın yapacağı hamle menfaat odaklı olacaktır. Önemli olan bizim menfaatimize ne kadar destek verip vermeyeceği.

Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sonraki hamlesini tahmin etmeye çalışan, kendisini takip eden dünya ülkelerine, sağ gösterip sol vuracağını ve ciddi ters köşelerle hem Trump’un seviyesiz mektubuna, hemde beş günlük arada nefes alan rahatlayarak arkasına yaslanan kravatlı terörist ve terörist sevicilerine tokat niteliğinde cevaplar vererek şahmat edeceğini düşünüyorum .
Bekleyip göreceğiz.

Sevilay Koç Dursun