Bize Bismillah Sizi Tengri Kutsasın!..

Bize Bismillah Sizi Tengri Kutsasın!..

Bu güne kadar başörtüsü ile ilgili gazete ve bloog’um da, sosyal medyada, bir çok yazı yazdım. Her platformda olabilecek en yüksek sesle bu konuyu dile getirdim . Yeri geldi sahada her türlü eziyete , her türlü hakarete maruz kaldım. Kâh üniversite önlerinde, kâh meydanlarda, kâh insan zincirlerinde yer aldım. Elimde broşürler kapı kapı dağıttım. Gece namazlarında birlik olup duada Rab ile buluştuk, dualar ettik, secdeleri göz yaşlarıyla ıslattık.

Allah’ın ayetini başımızda taşıyabilirmiyiz, ne olur, lütfen izin verin diye yalvardık.

Allah aşkına izin verin dedik…
Duymadılar.

Peygamber aşkı için izin verin dedik…

Umursamadılar..
İnanç özgürlüğü dedik, size yok dediler.

İnsan hakları dedik, insanca muamele dahi etmediler, copları kafamıza belimize yedirdiler.

O zaman zorla hakkımızı alırız dedik, tüm kolluk kuvvetleriyle, teröristlere reva görmedikleri muameleleri başörtüsü özgürlüğü için savaşan biz masum vatadaşa uyguladılar.

O günlerde tutuklananların yürekleri içerde pas tuttu.

Necmettin Erbakan hoca bu dava için masada savaş verirken bizler sahada savaş veriyorduk.

Ne yazıkki neüdü belirsiz bir kaç ingiliz kafalı brökrat bu mucadelemizin önüne alınabilecek en gaddar kararlar alarak, verilebilecek en zalim hükümler vererek set çekiyordu.

Sahada ve masada kaybettik. Yavaş yavaş seslerimiz kısıldı. Bir bir asimile edildik.

Kimimiz okullardan atıldık, geleceğimiz karartıldı. Kimimiz yıllarca hüküm yedik, hayatımızdan koparıldık.

En başarılılarımız ve maddi durumu biraz müsait olanlarımız, eşinden dostundan burs alabilenlerimiz yurt dışında eğitimimize devam ettik.

Kilise çanlarının çaldığı sokaklardan başörtümüzle okula gidebildik de, ezanların okunduğu ülkemizde başörtüsüyle okulumuza gidemedik.

Bu hüzün bizleri kahretti. Yabancı ülkelerde en zor koşullarda aç kalarak tahsil yaptık.

Fidan gibi gönderdiğimiz kızlarımız domuz ürünleri karışmıştır korkusuyla ve kısıtlı para ile yeterince iyi beslenemediğinden bir deri bir kemik geri döndük. Kimimiz dayanamadık hasta olduk. Kimimiz bitirimeden ağlaya ağlaya ailelerimizin de kıyamamasıyla geri geldik. Bazı mağazalardan alışveriş dahi yapamadık.

O zamanın pastane’leri şimdinin cafe’leri denilen yerlerden kovulduk.

Kendi ülkemizde 3. sınıf vatandaş muamelesi gördük.

Yıllarca ezildik, itildik.

Peruklarla öğretmenlik, doktorluk, memurluk yaptırıldık.

Peruk takmayı red edenler tutanak tutturularak meslekten men ettirildik.

Mesai saatindeki namazlarımızı ya kazaya bıraktık, ya gizli gizli kıldık, yakalanınca da açığa alındık.

Biz bu dava için çok ağladık gözyaşımızı başörtümüze kuruttuk.

Şunu anladık ki bu dava ancak, siyaset kanalıyla ülke yönetimine güçlü bir yere sahip olacak, ehli iman ve adalet vasfı taşıyan yiğitlerle refaha kavuşturulabilir.

O zamanlar and içtim. Benim davama değer veren bir siyasi oluşum olursa kanımla canımla arkasında olacağım.

Elhamdülillah bu davaya sahip çıkan siyasi oluşumun icerisinde ülkeme, ülkemin değerlerine, ali islamın ve ülkemin beka’sına bir nebze olsun fayda sağlayabilmeyi, bu davanın bir neferi olabilmeyi Rabbim bana nasib etti.
Ülke olarak bu konuda ciddi yol aldık.

Allah’a hamd olsun, özgürlük ve insan hakları noktasında ayrim yapılmadan mini eteklisiyle feracelisi yanyana güle oynaya öğrenci kontrol noktalarından cop yemeden dışlanmadan geçiyor.

Tesettürlü bayan doktorlarımız başlarında beyaz başörtüsüyle hayat kurtarıyor.

Öğretmenlerimiz inançlarının gereğini gönül rahatlığıyla meslekten atılmadan yaşayabiliyor.

Genç kızlarımız diledikleri yaşta başlarını kapatıp eğitim hayatlarına devam edebiliyor.
Allah’a hamdü senalar olsun ki bu özgürlük bizlere nasib oldu.
Askeriyelerde pantolonunda namaz kılmanın verdiği diz izi varmı diye kontroller edilmiyor artık.

Asker yavrularının yemin törenlerinde analar başlarını gata fiyonku yapmak zorunda değil.

Şimdi ne oldu da bu bağnaz zihniyet pörtledi…

Ne oldu da başörtüsüne karşı protestolar çoğalmaya başlandı?..

Neden kalemler ağlamaya başladı?..

Ben neden aynı yazıları yazmaya başladım?..

Başamı döneceğiz?..

17 yıldır iktidarda olan bu hükümet sizlerin hangi haklarını kısıtladı da azdınız böyle?..

Soruyorum size…

Bize yapılan zulümlerin kaçına maruz kaldınız?..

El insaf diyeceğim lakin insafın
muhatabı yok.

Bitmediniz.

Bataklıklarınızda bağnaz ve ırkçı zihniyetlerinizle uyuyorsunuz.

Teker teker uyandığınızı görüyoruz.

Sizleri 2023 te tekrar o bataklıkta uyutmak boynumuzun borcu olsun.

Sizin kelimelerinizin 100 misli kelimelerimiz var bizim.

Haydi bakalım bize yeni baştan Bismillah.
Sizi de Tengri kutsasın.

Sevillay Koç Dursun